SOHBETLER-Cahil Sofilik Olur mu?
Allah ve Rasulü’nün bildirdiği gibi İslâm’ı yaşamadan tasavvufî bir hayattan söz edilemez. Bunun için ehl-i tasavvuf olan kişilerin, mürşidin manevi terbiyesi altında seyr-i süluklarını tamamlarken dinin emir ve yasaklarına ve Rasulullah s.a.v.’in sünnet-i seniyyesine uymaları gerekir. Mürit, yani isteyen, talep eden kişi, Allah’ın hükümlerine sarılıp O’nun yolunda ilerlemeyi talep eden kişidir. İslâm’ı, Rasullullah s.a.v.’in bildirdiklerini bilmeden, Allah’ın hükümlerine teslim olmadan, ibadet ve taati ciddiye almadan mürit olunmaz. Yolunda olunanın yolunda ilerlemeyi istemeden, O’nu istemesi samimi olmaz. Bir mürit, mürşit eli tuttuktan sonra hemen dinini öğrenmesi, eksiklerini tamamlaması gerekir. Şam’da doğup yine orada vefat etmiş olan fıkıh alimlerinin büyüklerinden İbn Abidin hazretleri, zahir ilim eğitimini tamamladıktan sonra tasavvufta da eğitimini tamamlamıştır. Büyük bir ilme sahip olarak Mevlâna Halid hazretlerinin halifesi olmuştur. İbn Abidin hazretleri, kadın olsun e